İnsanların TV ya da sinemada film izlediklerinde değerlendirme yaparken her zaman daha çok sevdikleri tür yapımlara tolerans geçtiğini okumuştum bir yerde.
Yani komedi seven biri 10 üzerinden 5 puanlık bu tür bir yapıma rahatlıkla 8 verebilirken, dram seven 3 puan verebiliyor. Ben de dram sevmeyen biri olarak bu türden dizilerden uzak durduğum gibi eleştirirken de oldukça acımasız olabiliyorum.
Ancak “Özgü Namal olsun da ne olursa olsun. Olmazsa sesini kısar Özgü’ye bakarım” kafasıyla seyretmeye başladığım “Merhamet” artık her hafta kaçırmadan seyrettiğim dizilerimden biri oldu. Hani şarkılar için “damar şarkı” diye bir ifade vardır ya.Bence merhamet de kelimenin tam anlamıyla “damardan” bir dizi…
Dizinin başrol oyuncusu Özgü Namal’ı geçen sezon Star TV’de yayınlanan “Koyu Kırmızı” da gördük en son. Dizi reyting sisteminin kurbanı oldu. Evinde reyting aleti olan bir kaç bin kişinin 70milyonu temsil etmesi bence çok saçma bir sistem. Belki o birkaç bin kişi izlemedi ama geri kalan herkes izledi. Belki de çok seyredilen yapımlardı yayından kaldırılanlar! Artık hemen herkesin ya uydu ya da kablolu sisteme geçtiğini düşünürsek reyting ölçümünün bu yollarla yapılması gerektiğini düşünüyorum. Zaten sosyal medya reyting ölçümlerinden bile daha etkili olmaya başladı. Yayın sırasında diziyi izleyen kişilerin anında yaptığı yorumlar, olumlu veya olumsuz eleştiriler, insanlara ulaşarak aslında senaristlerin işlerini sonraki bölümler için kolaylaştırıyor.
Koyu Kırmızı senaryosu gereği fazla ilerlemeyeceği belli olan bir diziydi. Ama yayınlandığı süre boyunca ben hep beğenerek izledim.
Özgü Namal, 18 yaşında çocuk tiyatrosunda başladığı oyunculuk kariyerini çok izlenen diziler ve ödüller aldığı sinema filmleri ile bugüne kadar başarıyla taşıdı.
İlk olarak Kanal D de yayınlanan ”Hanımın çiftliği” nde seyrettiğim ve çok beğendiğim Özgü Namal, Merhamet’te de aynı başarıyı devam ettirerek sadece ismiyle bile dizi izlettiren oyuncular arasına çoktan katıldı bana göre.
Sosyal medya insanların Merhamet dizisiye ilgili en çok yorum yaptıkları konulardan biri. Özgü Namal’ın oynadığı karakter Narin’in küçüklüğünü oynayan oyuncu Ceren Balıkçı oldukça yetenekli. Daha önce hiçbir yapımdan hatırlamadığım küçük oyuncuyla ilgili sahnelerin daha fazla olması yönünde bir talep var insanlarda ki ben de buna katılıyorum.
Bir roman, dizi ya da film olduktan sonra birebir ona bağlı kalalım, kitabı olduğu gibi uyarlayalım fikrine karşıyım açıkçası. Gerekirse yazar da senarist ekibe katılmalı ve dizinin gidişatına ve tepkilere göre değişiklik yapmalıdır bence. Yani küçük Narin romanda az yer kaplıyorsa bile dizi senaryosunda böyle olmamalı. Mesela, küçük ve büyük Narin’in rüyalarda karşılaşmaları çok ilginç olurdu diye düşünüyorum. Annesi ölmeseydi ve kızının geldiği noktayı görseydi diyorum. Mesela aslında ölmemiş öldü sanılsa daha iyi olurdu. Diziyi Narin ve Fırat aşkı üzerinden ilerletmeye çalışırlarsa sonu ” Koyu Kırmızı” dan öteye gitmez. Oysa aile kavramı, zalim baba, çocukluktaki fakirlik şimdiki zenginlik arasındaki Narin, 90 lı yıllar ve psikopat aşık Sermet gibi konular Merhamet’i izlettiren unsurlar bana göre.
Hande Altaylı’nın Kahperengi adlı romanından uyarlanan Merhamet’in diğer oyuncuları; çocukluğundan beri setlerde olan ama uzun zamandır herhangi bir yapımda seyretmediğim Burçin Terzioğlu, Kurtlar Vadisi’nin Muro’ su olarak tanınan Mustafa Üstündağ, “Hayat Devam Ediyor’ un masum, nazlı Pelin’i Yasemin Allen de gerçekten rollerinin hakkını veriyorlar.
Ama beni çok şaşırtan iki oyuncu oldu. Biri Moskof Recep’i oynayan Turgut Tunçalp; oyunculuğunu ilk defa seyrettiğimi sanırken daha önce Show TV’de yayınlanan Türk’ün Uzayla İmtihanı’nda oynadığını öğrendim. Hangi oyuncu olduğunu bir türlü anlayamadım önce; sonra prensesin “kırık”yardımcılarından biri olduğunu öğrenince çok şaşırdım. Diğeri ise Şadiye’yi oynayan Dilara Aksüyek. Onun da Evlerden Biri’nde oynayan sinir bozucu, giyinmekle ilgili sorunları olan patron kızını oynadığını öğrendiğimde yine çok şaşırdım. Tanınmayacak kadar farklı karakterleri başarıyla canlandırabilmek iyi oyunculuğun en temel özelliklerinden biri bence. Yasemin Allen’in de sadece iki dizide seyretmeme rağmen birbirine zıt iki karakteri başarıyla canlandıran biri olarak ne kadar yetenekli olduğu ortada.
Dizide bana en olmamış hissini veren oyuncu, Fırat’ı oynayan İbrahim Çelikkol. Oyunculuğuna ve yakışıklılığına tabiiki diyecek bir şey yok ama geçen sezon Star TV ‘de yayınlanan “İffet” de tecavüzcü çoşkunvari bir rolde oynayan oyuncunun şimdi romantik aşık olarak inandırıcılığı zayıf kalıyor. Bir de sosyal medyada sürekli yazılan “Engin Akyürek” ismi var ki bu da insanların kafasını karıştırıyor ve bence de Fırat rolüne daha uygun bir isim.
Son olarak merhamet in müziğinden de bahsetmemek olmaz diye düşünüyorum. Tabiki iyi bir senaryo ve oyuncu kadrosu olmadan ne müziğin ne de o, onla yattı; bu, bunu öptü haberlerinin dizinin izlenmesine kesinlikle bir etkisi yok. Merhamet’te senaryo ve oyuncu kısmı tamam olduğuna göre müziğine de bakabiliriz. Ferhat Livaneli ve Alp Erkin Çakmak ‘a ait olam müzikler gerçekten çok güzel. Özellikle jenerik müziği çok etkileyici. Bu sadece benim görüşüm değil Twitter’dan da takip ettiğim kadarıyla Merhamet’in müzikleri herkes tarafından çok beğeniliyor. Müzikler güzel olunca 2-3 dakikalık kısa bir klip her bölümde bulunsa ne iyi olurdu diye düşünüyorum ister istemez.
Yönetmenliğini M. Çağatay Tosun’un, yapımcılığını Gül Oğuz ‘un yaptığı Merhamet’in çarşamba akşamları 20:00 de Kanal D’de yayınlandığını da yine hatırlatmış olayım.
BANU BABENDE
Yorumlar
Yorum Gönder