Televizyonun 1-2 kanallı olduğu yıllarda
yabancı dizilerden başka pek bir şansı olmayan tv izleyicisi türk dizi
sektörünün hızla büyümesiyle birlikte yabancı dizilere ilgisini ne yazık ki
aynı hızda kaybetti. Özellikle 90 lı yıllarda birbiri ardına bir furya
şeklinde yayınlanan sıkıcı, saçma pembe dizilerinde bu ilgi kaybında etkisi
büyük tabii.
Cnbc-e , e2 gibi kanallar dışında
yabancı dizi yayınlayan kanal yok gibi bir şey.
Onlarda sadece alt yazılı yayın yaptıklarından zaten azınlık bir kesime
hitap edebiliyorlar. Altyazıları yakalayamadığından yada göremediğinden dolayı
bu dizileri isteseler de seyredemeyenlerle karşılaşıyorum sıkça. Star tv
nin gecenin bir yarısında yayınladıkları türkçe dublaj cbnc-e
tekrarlarını o saatte kaç kişi
izleyebiliyor oda tartışılır. Sadece Fox Tv de bu yönde bir gayret görüyorum. Arada
yabancı dizileri normal saatlerde ve Türkçe olarak yayınlıyorlar ama maalesef
reyting sistemine yenik düşüyorlar.
Beni üzen yıllardan beri diğer seçeneklerden hep mahrum
olmak ve önümüze seyredilecek tek bir
şeyin konulması. Sonrada halk bunu istiyor denmesi. Tek kanallı yıllarda
polisiye yabancı diziler, 90 lı yıllarda pembe diziler ve şimdide türk dizileri. İlla bir şeyi bıkana kadar izletecekler. Etinden sütünden
sonuna kadar yararlanacaklar. Evet türk dizi sektörünün de böyle giderse sonu
hızla gelecek; çünkü konu sıkıntısı had
safhada. Bizde sadece 3 konu var. Aşk, dram ve komedi. Zaten Sit-com lar ömrünü doldurdu bile. Tv de
sıkılmadan izlenen tek komedi dizileri Gülse Birsel’in yazdıkları. Dramatik dizilerinde yüzde sekseni aşk
üzerine, sadece zengin –fakir tarafları ve oyuncular değişiyor. Konular, olaylar hep aynı. Halbuki kanallar her tür yapımın
üzerinde eşit dursalardı bu kadar çabuk tükenmeyeceklerdi. Şimdi bakıyorum bir kanalda bir türk dizisi
ardından bir türk dizisi daha ardından başka bir gün yayınlanan bir dizinin
tekrarı. Konular benzer , oyuncular farklı.
Ellerinde kalan son kozları ise roman ve hikayelerin uyarlamaları. Onlarında konuları klasik, bilinen şeyler olduğundan
fazla uzun ömürlü olmayacaktır.
Aslında tek kanallı yıllarda ki
televizyonculuğa biraz haksızlık ettim
galiba. Reyting sistemi olmadığından yabancı dizilere ağırlık verilsede yinede herşeyden biraz vardı. Müzik
programları, belgeseller, çizgi filmler, kültür-sanat programları sinema filmleri…. Şimdi ise yüzlerce kanal
var ama seyredecek hiçbirşey yok. Biz çocukken tv den bişeyler
öğrenebiliyorduk, şimdi çocukların tv öğreneceği tek şey ahlaksızlık, ihanet, yabancı
özentiliği, maddiyatçılık v.s
Tabiki yabancı diziler içinde de
sapkın, ahlaksız Spartacus gibi şeytani
işler var. Ama şu da var ki türk
televizyonlarında bugüne kadar yayınlanmış doğru dürüst tek fantastik yapımın çocuklar için olan ”selena “ olduğu düşünülürse, bizim fantastik
, korku , bilimkurgu tarzı konularda henüz yabancı yapımlar kadar (hatta hiç)
başarılı olmadığımız açıkça anlaşılır.
Bu tür yabancı diziler yavaş yavaş seyirciye sunulmaya başlanırsa
aynı türün türk yapımları için zemin hazırlanmış seyirci de alıştırılmış
olur.
Bugün hayatımızı kolaylaştıran
bir çok icadın çoğu kez bir bilimkurgu film veya dizisinde ortaya çıktığını
biliyoruz. Cep telefonu bunlardan biri
mesela. İnsanların hayal gücünü, bakış
açısını geliştirecek bir çok dizi ve film yayınlamak imkanı varken. İçi boş
dizilerle köreltip duruyorlar bizi. Ya
bizi karamsarlıktan bezdirecek (sanki herşey çok toz pembe) dramlar. Yada saçma
aşk hikayeleri. Sorulsa bir tek kişi
aşkın tarifini yapamaz ama senaristler sayfalar dolusu aşk yazıyor. İnsanların ister istemez kendi ilişkileriyle
kıyaslayıp mutsuz oldukları bu hikayelerin ne hayal güçlerine ne
hayatlarına bir katkısı var. Zaten çoğu
dram olduğu için eğlence tarafı da yok bu tür dizilerin.
Yabancı fantastik, korku v.s dizilere uzak kalınması sinema sektöründe de bu konuda işlerde geri kalmamıza neden oluyor. Mesela şu anda yayınlanan korku filmleri türk sinema tarihinin en kötüleri olarak tarihe geçecekler. Öyle ki 70 li yıllarda imkansızlıklarla yapılan bazı korku filmleri bile şimdikilerden daha mantıklı kalıyor. Korku , fantastik, bilimkurgu çekemiyoruz çünkü örneklerine uzağız. Halk istiyor istemiyor bahanelerini bir kenara bırakıp tv de biraz yenilik yapmak biraz açık fikirli olmak gerekiyor. Tabii bu iş ancak “açık fikirli olmak” deyince aklına alkolik gibi elinden içki bardağı düşmeyen insanlarla , yarı çıplak kadınların olduğu diziler gelmeyen kanal yöneticileri, yapımcılarla olur.
Yorumlar
Yorum Gönder