Ana içeriğe atla

Nurgül Yeşilçay Açtı Ağzını Yumdu Gözünü

http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ayse-arman_12/erkekligini-benim-kadinligim-uzerinden-taclandiramazsin_40067708?utm_source=t.co&utm_medium=post&utm_term=post&utm_content=&utm_campaign=sosyal.hurriyet.com.tr_

Oyuncu Nurgül Yeşilçay, Paramparça dizisinden ayrıldıktan sonra "Diziden ayrılış nedenini açıklarsam yer yerinden oynar" diyen Erkan Petekkaya'nın sözlerine karşılık hürriyet gazetesinden Ayşe Arman'a verdiği röportajda açtı ağzını yumdu gözünü.


Erkekliğini benim kadınlığım üzerinden taçlandıramazsın!

13.03.2016 Pazar
Başlık tam da buydu...
“Gerçek o kadar kötü ki... Konuşursam yer yerinden oynar!”
Erkan Petekkaya, iki yıl Star TV’de yayınlanan ‘Paramparça’ dizisinde başrolü paylaştığı Nurgül Yeşilçay için işte böyle diyordu.
Acaba Nurgül ne yaptı?
Öyle ya, yer yerinden başka türlü nasıl oynar?
Bir suç işlemiş olması lazım, bir kusurunun olması lazım.
Öncesi de var.
Dizinin akışı sırasında senaryoda yazılı olduğu gibi, Nurgül iki sevgilinin öpüşmesi gerektiğini söyleyince, Petekkaya, “Amma meraklıymışsın öpüşmeye! Sen zaten alışıksın böyle şeylere” dedi. Reddetti öpüşmeyi. Gerekçe de Anadolu’da muhafazakâr izleyicilerin rahatsız olacağı...
İddialar bu!
Nurgül, 11 yaşında çocuğu olan bekâr bir anne.
Erkan Petekkaya’nın iddialarına karşı daha fazla sessiz kalamadı, “Kolay lokma değilim” dedi ve her şeyi anlattı...
 
Hamiş: Erkan Petekkaya konuyla ilgili konuşmak isterse ben buradayım.

Hürriyet


Bu Erkan Petekkaya ve Paramparça hikâyesi nedir?
- Her şeyden önce şunu söylemek istiyorum. Biten bir şeyin ardından konuşmak benim sevdiğim bir şey değil. Ben de konuşmadım. Ortaklaşa verdiğimiz bir karardı, 52 bölüm bitecekti ve biz yolumuza devam edecektik. Ama karşı taraf devamlı bir şeyler söyledi, en sonunda da “Gerçek sebepleri anlatırsam Nurgül sokağa çıkamaz!” gibi şeyler zırvaladı. E hoşuma gitmedi tabii! Yüz kızartıcı bir suç işlemişim gibi. Madem öyle, madem eteğimizdeki taşları döküyoruz, tam dökelim o zaman...

Erkan Petekkaya, senaryo gerektirdiği halde öpüşmek istememiş. Bizim gazetelerden okuduğumuz bu. “Benim Anadolu’da muhafazakâr izleyicilerim var” demiş... Nedir işin gerçeği?
- En baştan anlatayım o zaman. Geçen sene, “Ben seninle sevgiliyi oynayamıyorum!” demeye başladı. Bu sene iyice ayyuka çıktı. Ben de, “Neden?” dedim, “Sonuçta ben lezbiyeni de oynadım, hayat kadınını da... Her şeyi oynarım. Oyuncuyuz biz, n’olacak ki? Niye oynayamayacaksın ki?” O da, “Sen anlarsın!” demeye başladı...

Hürriyet

Nasıl yani?
- Ben de anlamadım önce. Sonradan gerçi anlar gibi oldum.

Nasıl yani “Sevgiliyi oynayabilmek için sevgili olmamız gerek” iması mı?
- Bilmiyoruz... Artık nasıl değerlendirirsen. Böyle devam etti süreç. Ama adamda sürekli bir huzursuzluk, sürekli “Seninle sevgiliyi oynayamıyorum!” deme hali. Benimse derdim başkaydı.

Neydi?

- Ben çok gerçekçiyim. “Birbirimizin gözünün içine bakacağız, âşıkmışız gibi. Ne olacak ki, abartılacak bir durum yok. Nihayetinde bir dizi çekiyoruz, yüksek sanat falan yapmıyoruz, para kazanıyoruz. Yüz kişi ekmek yiyor bu diziden. Ama işimizi iyi yapmalıyız. Hakkını vermeliyiz!” Benim derdim buydu. Fakat ben bile diziyi izlerken artık diyordum ki, “İnandırıcı olmaları için bu iki karakterin, el ele tutuşmaktan öteye geçmesi lazım. Artık öpüşsünler. Çünkü iki sevgili öpüşür...”

Hürriyet

Senaryoda da var mı?
- Elbette! Ama erkek başrol oyuncumuz istemiyor, o yüzden de öpüşülmüyor! Dahası bana, “Ooo! Sen de ne meraklıymışsın öpüşmeye. Sen zaten alışkınsın böyle şeylere” falan diyor. Gayet çirkin, çiğ laflar.

Peki müdahale edecek, “Senaryoya uyalım!” diyecek bir yönetmen falan yok mu? 
- Yönetmen var da, ‘yönetebilen’ biri yok! Bu dizinin dünyasını kuran gerçek yönetmenimiz, bu olan bitenlere katlanamadı, geçen sene haziranda ayrıldı. Sonradan gelen genç arkadaşı da, erkek başrol oyuncusu yönetiyor! İşin aslı bu. Erkan Petekkaya ne söylese, yönetmenimiz gülüyor, kabul ediyor, onaylıyor.
 
Öpüşmeme gerekçesi, gerçekten Anadolu’nun muhafazakârlaştığını düşünmesi mi?
- Yok canım, onu sonradan uydurdu! Bir önceki dizide, eski karısına tecavüz etti, sonra birini öldürdü, çocuğunu dövdü filan... Anadolu, bunlara bir şey demiyor da öpüşmeye mi diyecek? Belki de “Bir erkek bunları yapabilir ama sevdiği kişiyi öpemez!” demeye getiriyor, bilmiyorum ki...

Ben hâlâ çözemedim... ‘Sevgili’yi oynayan biri, üstelik bir erkek oyuncu neden öpüşmez ki?
- Ben sana söyleyeyim, aklınca beni incitmeye çalışıyor. Küçümsemeye, aşağılamaya çalışıyor. Ama yani sen, kendi erkekliğini benim kadınlığım üzerinden taçlandıramazsın! Ben buna izin vermem! Yapamazsın...
Nasıl bir çamur atmak!

Acaba, bu toplum gerçekten muhafazakârlaştı da öpüşme sahnelerini izlemek istemiyor mu?
- Yok artık daha neler! Oku yorumları, Twitter’da yazılanları. Herkes diyor ki, “Yeter artık ya! El ele tutuşmaktan öteye geçin!” Artık inandırıcı gelmiyor. İzlediğin aşka inanmıyorsun...

Bir oyuncunun senaryoyu kafasına göre değiştirme hakkı olabilir mi?
- Bence olamaz! Yola bir aşk filmi diye çıkıldı. İkimizin birbirimizin gözünün içine bakan fotoğrafı kondu. İnsanlara bu vaat edildi. Bu vaat edildiyse sen onları kandıramazsın. Ama işte bu ülkede, erkek olunca her şeyi yapma hakkın oluyor. O da kendinde bu hakkı görüyor. Zaten mesele de bu! Biz bu malum şahısla çok ağır şeyler yaşadık. Sonra da utanmadan, “Konuşursam yer yerinden oynar!” diyor, diyebiliyor. Kardeşim, benim 11 yaşında pırlanta gibi bir oğlum var. Senin ne hakkın var böyle konuşmaya... Sormaz mı oğlum bana, “Anne sen ne yaptın!” diye? Ne yapmışım ben! Nasıl bir çamur atmaktır bu. Bir de bu lafı alıp başlığa koymuşlar. E geldi tabii bir sinir bana. Ben öyle ‘vur kafasına, al lokmasını’ biri değilim. Haksızlığa da gelemem.

Hürriyet

Anladığım kadarıyla ikinizin, moda deyimle elektriği hiç uymadı...
- Mesele elektrik değil, biz bir iş yapıyoruz! Para kazanıyoruz. İşimizi hakkıyla yapalım. Birbirimizi sevmemiz gerekmiyor. Ama saygı duymamız gerekiyor. Erkek ya, onun her şeye hakkı var. Rejide küçücük bir kız hata yapmış, nasıl küfürler sıralıyor. Sette ağza alınmayacak küfürler ediyor, bağırıyor çağırıyor, o yönetmen denilen kişi de bunlara gülüyor.
Siz kimsiniz ya?

Hürriyet


Sen aslında hepimizin bildiği bir erkek dünyasını anlatıyorsun...
- Evet, bu ülkenin genel atmosferinden biz de nasibimizi alıyoruz! Bu zorba, dayatmacı, baskıcı, kendini bir halt sanan, yüksek egolu adamlar hiçbirimize yabancı değil, di mi? Başka bir dizide, bir erkek oyuncu, sevgilisini öldüresiye dövüyor. Ve hâlâ iş bulabiliyor. Yapımcısı da çıkıp diyor ki, “Nereden bileyim o kadının yalan söyleyip söylemediğini. Belki de ünlü olmak için yaptı!” Olabilir mi böyle bir şey! Bu ülkede oluyor işte... Bu nasıl bir rezalettir! Ama bir an geliyor isyan ediyorsun. “Siz kimsiniz ya!” diyorsun, “Kendinizi ne zannediyorsunuz?” Ben o haldeyim şu anda...

Peki daha önce böyle şeyler yaşadın mı?
- Hayır, asla! Atıf Yılmaz’la da çalıştım, Fatih Akın’la da... Türkan Şoray’lar, Şener Şen’ler, Özcan Deniz’ler... Hiçbir sorun yaşamadım bugüne kadar. Setime zamanında giderim. Ezberimi yapmış olurum. Oyunumu oynarım, evime dönerim. Başka türlüsünü bilmiyorum. Sete gidip, sekiz saat beklemeyi de bilmiyorum. Ama bu dizide öyle oluyordu. Arkadaş gelemiyordu. Onun için kanaviçeye başladım. Çünkü zaman geçmiyor, bekle bekle...

Kadın ona hayranlık duyacak... Olayı bu!

Aslında onun seninle, rol icabı olsa bile öpüşmeye hevesli olması gerekmiyor mu? Bir de bu açıdan düşünelim...
- Hayır. Çünkü karşı tarafın gerçekte istemediğini biliyor.

Nasıl yani?
- O şöyle düşünüyor: Bir kadının gerçekten onu istemesi lazım, rol icabı öpüşse bile... Olayı o! Kadın ona hayranlık duyacak... Bense “Buradan 100 kişi ekmek yiyoruz, hadi işimizi yapıp, gidelim!” modundayım. Öpüşürsek rolün hakkını vereceğiz, reyting alacağız, ben bunun derdindeyim. Galiba onun ince yüreği buna dayanamadı! “Ben, ben, ben” diyen bir adam, haliyle sürekli tüyleri parlatılsın istiyor...

Sektörde kadın olarak var olmak ne kadar zor?
- Toplumun diğer kesimlerinde ne kadar zorsa bu sektörde de o kadar zor. Ayşe Teyze de olsan, Fatma Abla da, Nurgül Yeşilçay da, bu işte... Böyle bir düzen kurmuşlar, bu düzen de böyle gidiyor.

REYTİNGLER DÜŞÜNCE ÇAMUR ATMASI GEREKİYORDU

Hürriyet
 

Sen çok sıkı bir egodan söz ediyorsun?
- Hem de nasıl! Tabii reytingler düşünce, bunu kaldıramadı. Birine çamur atması gerekiyordu. Ama işte, ben de ‘vur ensesine al lokmasını’ bir tip değilim. Olmadım, olamıyorum... Sadece kendim için de konuşmuyorum, bu sektörde bu tür olaylara maruz kalan bir sürü kadın var. Üzücü olan, herkesin, erkek lehine birlik olması. Bütün bunları yaptıktan sonra bir de demiyorlar mı, “Özür dileyeceksin!” Resmen yapımcı şirket, ondan özür dile diye baskı yaptı. Dilemedim tabii, niye dileyeceğim ya!

Hürriyet

Ne zaman oldu bu?
- En son olayda. Ben işini iyi yapan bir oyuncuyum, Türkiye’de almadığım oyunculuk ödülü kalmadı. Ama işte kadınsın ya, yangında ilk kurtarılacak şey o, kırılacak ilk şey de sen oluyorsun! Ben hiçbir diziyi yarıda bırakmadım ama oradaki erkek düzenine dayanamadım. Düşün, ben bunları yaşıyorsam, kim bilir başka kadınlar neler yaşıyor.

Lafa bakar mısınız?

“Ben bunu çöplükten çıkardım!”

Hürriyet


Senin küfrettiğin oluyor mu?
- Asla! Bak, sette asla alkol almam. Bunun üstüne basa basa söylüyorum. Ve sette asla küfretmem. Ama bana birisi küfrederse... Ederim! E çünkü benim de bir tahammül sınırım var. Yedigöller’deydik. Odadayım. Kendi kendime, “Sakin ol, son sahne! Dayan...” filan diyorum. Çağırdılar aşağıya, indim. Bunun kafa yine bir dünya. Oturmuş orada. Yönetmen dediğimiz adam da yanında. “Ben bunu var ya, çöplükten çıkardım!” dedi. İnanabiliyor musun? 300 kişilik ekip ve o yönetmen bozuntusunun yanında, benim için böyle dedi. Sinirlenmez misin? İçimden, “Ben bunun ağzını, yüzünü bir güzel dağıtsam” diye geçti ama sesimi çıkarmadım. Derin bir nefes aldım. Aaa bir baktım, elinde senaryo, bütün romantik lafları atıyor, “Ben bunu yapmam! Ben bunu söylemem!” Ben de dedim ki, “Ya bu sahnenin çok romantik olması lazım!” Yine, “Sen de ne meraklısın böyle şeylere!” demesin mi? Dedi...

Hürriyet

Eeeee?
- Ben de içimden, “Madem istediğimiz her lafı istediğimiz gibi söyleyebiliyoruz senaryoda, ben de söylerim!” dedim. Laf geçiyoruz öncesinde. O şimdi okuyor, “Gülseren nasılsın?” dedi. Ben de cevap verdim. “İyiyim an...n a..!” Evet, yaptım! Beni o kadar delirtti ki söyledim! Sonra da mikrofonu çıkarıp, “Ben bu sahneyi çekmem!” dedim, gittim...

Bu kadar mı?
- Evet... Belki de, “Anlatırsam yer yerinden oynar!” dediği bu. Aklınca beni tehdit ediyor. Yemezler öyle tehdit mehdit, al işte ben daha mertim, eteğimde ne varsa döktüm. Çünkü bu adamların bize erkeklik diye yutturdukları şeye artık dayanamıyorum ve onların ipliğinin pazara çıkarılması gerektiğine inanıyorum.

Bu yaptığı mobbing!

Hürriyet
 

Petekkaya’nın, “Amma da meraklıymışsın!” demesi mobbing mi?
- Evet. Mobbing’in Allah’ı! Psikolojik baskı altındaydım. Herkes de bunu biliyordu ama kimse sesini çıkarmadı. Türkiye’deki sorun da bu bence. Herkes her şeyi biliyor ama erkek dünyası ya, “Erkektir, her şeyi yapmaya hakkı var!” ya, hele gücü de varsa, zorbalık yapsa da kimse sesini çıkarmıyor. 

Bunu yapma hakkını nereden buluyor?
- O Erkan Petekkaya ya, “Onun dediği, yaptığı doğrudur!” diyorlar.

Yapım şirketi filan yok mu?
- Vaaar. Bu olaylar yaşanınca onlara gidip, “Ayrılmak istiyorum. O kadar erkek bir durum var ki ortada. Adam, her şey benim istediğim şartlarda olacak demeye getiriyor” dedim...

Onlar ne dedi?
- Dinlediler ve “Sette olanları konuşursan, magazinci arkadaşlarımız var. Senin için iyi olmaz!” dediler. Beni mahvederlermiş! Güldüm, “Sette olanları niye anlatayım? Evliliğim bitince konuşmamışım. Yapmayacağım dedim mi yapmam” dedim. Ama adam, hakkımda ileri geri konuşursa işler değişir, nitekim öyle oldu.

Hürriyet

Her şey kapanıp gidecekken neden bunları söylemiş olabilir?
- Çünkü ben çıktım, dizinin reytingi 5’e düştü. Oysa öldüğüm bölüm 9.5 reyting almıştı. Sadece şunun bilinmesini istiyorum: “Öpüşmeye amma da meraklısın!” laflarını yemiyorum. Hiç kimsenin, kimseye böyle şeyler söylemeye hakkı yok. Tek başına yaşayan bir kadınım ya, sesimi çıkaramam zannediyorlar. Bu ne cüret! Aylarca mobbing yaptı, dayanamadım. Herkese her şeyi söyledim, sonra da çektim gittim. Sen, erkekliğini benim üzerimden tatmin edemezsin, yapamazsın!

Dibinde yatan mesele star kıskançlığı olabilir mi?
- Ayşecim hayır ya. Tamamen erkeklik egosu! Bu ülkede her alanda, her sektörde yaşıyoruz bunu. O yüzden kadın yönetmen çeksin istedim, tatlı tatlı yapalım işimizi...

“Sebebini açıklarsam yer yerinden oynar!” dedikten sonra telefon açmadın mı? “Erkan bu ne?” diye...
- Yok ki öyle bir muhabbetimiz. Yapımı aradım, onlar da telefona çıkmadı. Ben kimsenin özel hayatına girmem ama beni düşük ahlakla suçlayana bak... Hakkında bugüne kadar pek çok haber çıktı. Sonra bu adam, aile babası imajını benim üzerimden tazelemeye alışıyor! Daha neler!

Kaynak



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurtlar Vadisi Pusu'da Ölen Karakterlerin Listesi.

Gürkan Uygun Memati Baş 1-161 Gökhan Azlağ Ferman 129-156 Erdal Küçükkömürcü Shamir Hebron 94-155 Oktay Dal Şahmaran 94-155 Can Gürzap Davut Tataroğlu 1-153 Şahin Çelik Haşim Ağa 116-151 Erol Tezeren İzzet 101-150 Ebru Kocaağa Dicle 116-150 Şafak Başkaya Kenan Katırcı 108-143 Reha Özcan Jozef Beile 129-143 Mehmet Aras Suriyeli 131-143 Erdoğan Cengiz Fırat Aynacı 98-139 Sedat Savtak Kaşifoğlu 123-139 Bora Sivri Cevher 69-139 Yener Sezgin Hamit 111-132 Tarkan Tüzmen Alper 7-131 Osman Soykut Aron Feller 64-131 Mesut Akusta Ünsal Kemal Alnıaçık 67-128 Ümit Acar Ersoy Ulubey 104-128 Ercan Eker Barış 104-128 Aysun Güllük Evren Katırcı 108-128 Namık Kemal Yiğittürk Baba Memduh 88-123 Aytar Kakınç Baran 96-120 Yıldırım Gücük Özcan Şenol 95-114 Birsen Dürülü Gülendam 69-105 Hüseyin Avni Danyal Yalçın Bulut 1-100 Musa Uzunlar İskender Büyük 25-93 H

Kurtlar Vadisi'nin Sevilen Oyuncusu Evleniyor

Kurtlar Vadisi Pusu' nun efsane oyuncusu, ' Güllü Erhan ' karakterini canlandıran Erhan Ufak evleniyor. Erhan Ufak Gayrimenkul'de birlikte çalıştıkları Süreyya Kul ile 30 Ekim'den beri nişanlı, ünlü oyuncu yarın dünya evine girecek. Çiftin kınası dün yapıldı. Pazar günü yapılacak olan düğünde Erhan Ufak'ın nikah şahitliğini Necati Şaşmaz 'ın yapacağı tahmin ediliyor.

En Psikopat Burçlar Hangileri?

1. En Psikopat Yengeç FBI ‘ın veritabanı üzerinde suçlulara dayalı yapılan analizler sonucu en çok psikopat ve seri katil barındıran burçlar açıklandı.  Buna göre en psikopat burcun yengeç olduğu görüldü. Duygusal bir burç olarak görülen yengeçler için böyle bir sonuç çıkması oldukça şaşırtıcı. Ancak diğer burçların aksine kıskançlık gibi sebeplerden cinayet işledikleri göz önüne alınırsa bu duygularıyla hareket eden yengeç burçlarına uygun bir durum. 2. İkinci Burç Şaşırtmadı : Akrep Bir çok kişinin işin içinde manyaklık varsa birinci  olmasını beklediği burç akrep bu listede 2. sırada. Kötüsünün gerçekten çok kötü olduğu bir burç akrep. Kurbanlarını acı çektirerek sadistçe öldüren akrep burçları kinci ve hainler. 3. Mafya Babası Yay  Jüpiterin şanslı çocuklarını bu listede üst sıralarda görmek gerçekten şaşırtıcı. Dünyada en az bulunan burç olmasına rağmen ilk üçte yeralmasının sebebi ise cinayetleri başkalarına işletmiş olmaları.